Turizm sektörü, her yıl binlerce makale, trend raporu ve strateji toplantısıyla yeniden şekillenirken, otelcilik kavramının yeniden tanımlanma sürecine tanıklık ediyoruz…
Turizm sektörü, her yıl binlerce makale, trend raporu ve strateji toplantısıyla yeniden şekillenirken, otelcilik kavramının yeniden tanımlanma sürecine tanıklık ediyoruz…
Misafirlerin Zihnindeki ‘Gizli Asistan Otellerin Geleceğinde Görünmez Teknolojiler ve Sürpriz Deneyimler
Turizm sektörü, her yıl binlerce makale, trend raporu ve strateji toplantısıyla yeniden şekillenirken, otelcilik kavramının yeniden tanımlanma sürecine tanıklık ediyoruz. Ancak bu kez bahsetmek istediğim konu, standart “kişiselleştirilmiş deneyim” klişesinden çok daha öte bir boyuta uzanıyor: Görünmez teknolojiler, misafirlerin beklentilerini öngören yapay zekâ temelli platformlar ve sürpriz deneyimle…
Geleneksel yaklaşım, otellerin teknolojik imkânlarını vitrine çıkarmak üzerine kurulu. Oysa günümüz misafiri, uygulamaların peşinde koşmaktan bıktı. Artık beklenti; varlığını hissettirmeden konfor sağlayan, “görünmez” teknolojik çözümlerde saklı. Odadaki aydınlatmanın siz içeri adım attığınızda otomatik olarak ideal seviyeye inmesi, telefonunuza ekstra bir uygulama indirmeye gerek kalmadan resepsiyondan ayrıntılı şehir rehberi alabilmeniz ya da oda servisini “fısıldayan” yapay zekâ asistanıyla iletişim kurabilmeniz… Tüm bunlar, teknolojinin şov yaparak değil, hayatınızı kolaylaştırarak kendini hissettirdiği bir yeni dönem.

Hepimiz kişisel verilerin gizliliğine önem veriyoruz. Ancak burada bahsettiğim yapay zekâ, kişisel verileri rızanızla, sizin yararınıza kullanıyor. Yüz tanıma olmadan sadece rezervasyon tarihçenize, seyahat tercihlerinize ve değerlendirme alışkanlıklarınıza bakarak önceden tahmin edilen ihtiyaçlar… Örneğin, bir önceki seyahatinizde sevdiğiniz okyanus esintili kokulu odayı bu kez de karşınızda bulmak, tatiliniz süresince sevdiğiniz müzik türüne göre akşam yemeği menüsünde size özel kokteyller önermek veya hava durumuna göre size şehirdeki en uygun etkinlikleri önceden hazır hale getirmek. Misafir artık sadece rahat bir yatak ya da lezzetli bir kahvaltı beklemiyor; onu gerçekten anlayan, onun yerine düşünen bir “gizli asistan” talep ediyor.
Otel deneyimini cazip kılan bir diğer unsur da önceden planlanmış, ancak misafir için sürpriz olan deneyimlerdir. Bu “an”lar, misafiri şaşırtarak duygusal bir bağ yaratır. Mesela şehir manzaralı bir otel terasında, gün batımında beklenmedik bir canlı performans… Veya suit odanıza adım attığınızda, belli aralıklarla değişen sanal sanat galerisi projeksiyonları… Böylece misafir, sadece konakladığı değil, yaşadığı mekâna da duygusal yatırım yapıyor.
Artık markalar sadece logoları, web siteleri ya da sosyal medya paylaşımlarıyla hatırlanmıyor. Oteller de benzer şekilde kokular, doku hissiyatı, renk temaları ve mekânsal seslerle “konuşuyor.” Bu dil, misafirin algı düzeyinde markanın belleğine yerleşiyor. Sakinleştirici bir aydınlatma, özel aroma difüzörleri, mobilyaların konumlandırılması bile marka kimliğinin bir parçası. Böylece misafir, otelden ayrıldığında markayı bir bütün halinde hatırlıyor; sadece “güzel bir konaklama” değil, çok katmanlı bir deneyim olarak belleğine kazıyor.
Bu yeni dönemde otel yöneticileri, sadece turizm uzmanlarıyla değil, yapay zekâ geliştiricileri, veri analistleri, davranış bilimciler ve kültürel danışmanlarla iş birliği yapmak zorunda kalacak. Çünkü misafir beklentileri, kültürel kodlar ve kişiselleştirme stratejileri artık aynı masanın etrafında konuşulması gereken konular. Otel markaları, teknik know-how ile insan dokunuşunu dengelemenin yolunu buldukça “yenilikçi” sıfatını gerçekten hak edebilecek.
Otelcilikte artık “fark yaratmak” basit bir slogandan ibaret değil. Misafir deneyimini radikal biçimde dönüştürmek isteyen markalar, görünmez teknolojileri, öngörüsel yapay zekâyı, beklenmedik sürprizleri ve çok boyutlu duygusal deneyimleri bir potada eritmek zorunda. Bu dönüşümün ilk adımı, geleneksel bakış açısını sorgulamak ve “misafir memnuniyeti” kavramını hayal edilebilecek en üst düzeye taşımaktan geçiyor. Gelecek, otelleri birer konaklama alanı olmaktan çıkarıp “bireysel hikâyelerin” sessizce şekillendiği sahnelere dönüştürecek. Şimdi soru şu: Bu sahnede yerinizi nasıl alacaksınız?





İstanbul Eminönü ilçesi Aksaray’da yapımı devam eden Hampton by Hilton Old Town’da çalışmalar tüm hızıyla ilerliyor.

İstanbul Yeni Havalimanı bölgesinde Hampton by Hilton Arnavutköy projemizin genel hatları ortaya çıkmaya başladı. Kısa zaman sonra inşaattan fotoğraftan paylaşımlar başlayacaktır.

İşletmeciliğini yaptığımız ve 2015 yılında açılışını gerçekleştirdiğimiz Hilton Garden Inn Çorlu otelimiz Avrupa, Ortadoğu, Afrika, Latin Amerika, Asya ve Pasifik bölgesinde Dünya’nın en iyi Hilton Garden Inn oteli seçilmiştir.

23. SKALİTE ödülü olarak, SKAL International İstanbul Kulübü tarafından Ahmet Bilgin adına Hatay Turizm Ormanı’na fidan bağışlanmıştır.
